Film Müziğinin Anlatıcı (Narrative) Olarak Kullanımı

Müziğin görevinin, öyküdeki psikolojik dramayı bilinçaltı seviyesinde iletmek olduğunu belirten Lipscomb ve Tolchinsky, izleyicinin müziğin bazısını duyması ve bunu sinemasal anlatının bir parçası gibi, yani “olayların ve karakterlerin anlatısı ” şeklinde duyması gerektiğini aktarır. Bu “dünya” elbette ses unsuru içermektedir diyen yazarlar, dolayısıyla filmin öyküsündeki karakterlerin duyduğu belli olan bütün sesler (müzik dahil) anlatısaldır açıklamasını yapar. Bu anlatının parçası olmayan kısım (underscore) anlatısal olmayandır. Bu yaklaşımdan ise, “anlatısal müzik bilinç seviyesinde işlenirken anlatısal olmayan müziğin bilinçaltı seviyesinde kaldığı sonucuna ulaşıldığını” ifade ediyor (2014: 10).

Johnny Wingstedt, semiyotik bakış açısıyla hareket ederek, filme dayalı anlatıda multi-modal etkileşimle anlamın oluşması sırasında müziğin nasıl katkıda bulunduğu üzerinde durmuştur. Bağlam biraz daha net ya da muğlak olsa da, sosyal semiyotik bakış açısına göre sosyal, kültürel ve konumsal (coğrafi) koşulların olmadığı bir müziği düşünmenin (canlı müzik ya da kaydedilmiş müzik) imkânsız olduğu açıklamasını yapar. Dahası filmde durumla ilgili, anlatıya yönelik ve çok modlu bağlamlar genellikle nettir. “Sosyal semiyotik teoriye göre bir ifadenin bağlamsal ilişkisiyle bizim anlam çıkarma şeklimiz birbirinden ayrılamaz” diyen yazar, “müziğin ortaya çıktığı (ve katkıda bulunduğu) bağlam belirsiz ise anlamlandırma süreci de anlaşılması zor ve belirsiz olur” diyerek devam eder:

Ancak filmlerdeki müziksel ifadeler nispeten iyi tanımlanmış multimodal bağlamlarda ortaya çıkar. Müziğin görselle, diyalogla, ses efektleriyle vb. karşılıklı etkileşimi, müziğin anlatıya aktif ve yapıcı şekilde katkıda bulunacağı koşulları sağlar. Tipik film anlatısı da büyük oranda sosyal ve kültürel geleneklere dayanır. Gelenekler, müziksel anlatının o kültürün üyeleri için net ve anlaşılır olmasına yardım eder (ancak belli anlamlar tek tek bireyler tarafından farklı algılanabilir). Genel anlatı bağlamının nispeten net olduğu söylenebilir; ama tek tek dinleyicilerin/izleyicilerin algıladığı olası anlamlar tartışmaya açıktır (2004: 8).

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir